
"Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim," dedin,
"bundan daha iyi başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim ülkede."
Yeni bir ülke bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir. Sen gene aynı sokaklarda
dolaşacaksın. Aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. Başka bir şey umma-
Bineceğin gemi yok, çıkacağın yol yok.
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
Öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de...
Yıl 1920, yer İstanbul. 1. Dünya Savaşı'nda bozguna uğrayan Osmanlı'nın başkenti müttefikler tarafından işgal edilmiş durumda. Anadolu'nun İstanbul'dan bir bilgi akışına ihtiyacı var, İstanbul'un elitleri ise konudan bağımsız 'tatlı' bir hayat yaşıyorlar.
Sait Molla önderliğinde kurulan İngiliz Muhipleri Cemiyeti, İnglizlerle İstanbul cemiyet hayatını kaynaştırıyor. Bu noktada Deli Saraylı ve Hüsrev Binbaşı'ya bir görev veriliyor. Bu ekip İstanbul'da bir konak tutarak istihbarat sağlayacaklar. Yabancı oldukları cemiyet hayatına giren ekip, tam bir aile olarak kurulur, tüm aile fertleri (uşaktan ailenin çocuklarına kadar) istihbarat için çalışıyorlar. Ancak yabancı oldukları bu ortamda herkes bol bol pot kırarlar...

"Deli Saraylı"nın hikayesi oldukça komik ve ilginç. 1. Dünya Savaşı'nda bozguna uğrayan Osmanlı'nın başkenti müttefikler tarafından işgal edilmiştir. Anadolu'nun İstanbul'dan bilgi akışına ihtiyacı vardır. İstanbul'un elitleri ise konudan bağımsız 'tatlı' bir hayat yaşıyorlardır. Sait Molla önderliğinde kurulan İngiliz Muhipleri Cemiyeti, İngilizlerle İstanbul cemiyetini kaynaştırmaktadır. Bu noktada Deli Saraylı ve Hüsrev Binbaşı'ya görev verilir. Ekip İstanbul'da bir konak tutarak, yabancı oldukları cemiyet hayatına girecektir ve istihbarat için çalışan ekip, yabancı oldukları bu ortamda bol bol pot kıracaktır.
Farklı kuşaklara ait birbirinden yetenekli ve değerli oyuncuların başına gelen olaylar izleyenleri kahkaha krizine sokacak.

Tahir Albay esir düşmüş, Cezzar Paşa'nın evindeki zinadan da alıkonmaktadır. Perizat Sultan Tahir Albay'ın kurtulması için kolları sıvar. Küçük Esat'ı da yanına alarak Olgayı ziyaret etme bahanesi ile Tahir Albay'ın alıkonduğu yeri öğrenir. Ancak hesapta olmayan bazı olayların gelişmesi üzerine Hüsrev, Emir Zahir, Ayyar ve evin diğer erkekleri silahları kuşanıp çatışarak Tahir Albay'ı kurtmaya karar verirler.

Perizat ve Hüsrev Mustafa Kemal Paşa'ya Suikast düzenleneceğini öğrenirler. Suikastı kimin düzenleyeceğini öğrenmek için Perizat İngiliz Valisi'nin odasındaki özel bilgiye gizlice ulaşmak için görevlendirlir. Perizat vakit kaybetmeden soluğu İngiliz Valisi'nin yanında alır. Bakalım Mustafa Kemal Paşa'ya suikast düzenleyecek kişinin kimlik bilgillerine ulaşabilecek mi?

Ankara'ya daha kolay bilgi sağlayabileceği düşüncesiyle Vali Edward'ın casusluk teklifini kabul eden Perizat, durumu sadece Hüsrev’le paylaşır. Fakat Hüsrev’le Perizat arasındaki bazı konuşmalara kulak misafiri olan ev halkı, onların gerçekten İngiliz casusu oldukları fikrine kapılır.
Öte yandan Emir Zahir ile valinin kızı Betty'nin yakınlaşmasını sağlamak amacıyla bir av partisi düzenlenir. Ne var ki ortada bir sorun vardır. Çünkü Emir Zahir atıcılık konusunda, çapkınlıkta gösterdiği başarının çok uzağındadır. Neyse ki hile hurda konusunda uzman olan Ayyar yardımına yetişir.
Hüma ile İngiliz subay gitgide yakınlaşırken, içten içe Emir Zahir'den hoşlanmaya başlayan Dilruba, Emir Zahir'in yavaş yavaş Hüma'ya meylettiğini fark etmeye başlar.
Perizat ve Hüsrev'in İngiliz casusu olduklarına gitgide kendilerini inandıran çocuklar bu duruma daha fazla dayanamazlar ve gerçekleri su yüzüne çıkarmaya karar verirler.

Perizat Sultan ve Hüsrev Albay kendilerini vatan hainliği ile suçlayan çocuklara Tahir beyin de yardımıyla eğlenceli bir ders verirler. Anadolu'daki askerlerin ilaç sıkıntısı içinde olduğunu öğrenen Perizat çocuklarla birlikte İngiliz Hastanesinden akıllıca bir planla ilaçları almayı başarır.
Öte yandan Hüma'yla Hüsrev arasında ilişki düşünen Lebriz Anne bu durumu Tahir'e bildirince Hüsrev'in sırrı ortaya çıkar.

Kendisine suikast düzenleneceğini öğrenen Cezzar, Olga'yı da alarak birkaç gün Perizatlarda kalmaya karar verir. O sırada her yerde aranmakta olan Tahir de Perizat'ın konağında saklanmaktadır.
Bir yandan Vali'nin evlilik baskısı ile uğraşan Perizat diğer yandan evde Tahir ve Cezzar kovalamacasını idare etmektedir. Bakalım Cezzar, Perizat'ın evinde gizlenen Tahir'i yakalayabilecek midir?

Valinin evlenme teklifi karşısında şaşıran Perizat, durumu Ankara'ya bildirir. Ankara'dan evlenme teklifine "evet" kararı gelince Perizat beklemediği bir durumla karşı karşıya kalır. Perizat'ın bu durumuna bozulan Hüsrev neye uğradığını şaşırır.
Cezzar'ın görevlendirdiği adamlardan biri olan Cengiz konağa habersiz gelince konaktakilerin gerçek bir aile olmadığını öğrenir.

Ankara'dan bir mandanın yakalandığı haberi gelir.Tutuklanan askerlerin kurtarılma görevi Perizat ve Hüsrev'e verilir. Bahaneden bir bağı varmış gibi yapan Perizat, Vali'den yardım ister. Üzüm bağlarının bakımsızlıktan çürüdüğünü öne sürerek cezaevindeki askerleri çalıştırmak ister. Böylece bağda çalışan askerler kaçtı numarası yapıp cepheye geri gönderilir...
Hüma William'a silahını geri verir. İngiliz askerlerin William'daki silahı bulmaları üzerine ortadan kaybolan William hiçkimsenin beklemediği biryerde ve pozisyonda yeniden ortaya çıkar.

Vali ve Perizat'ın söz törenin yapıldığı sırada, bu söz kıyılamaz diye Perizat'ın abisi çıkagelince ortalık iyice karışır.
İstihbarat ajanı çıkan William'ı konakta saklamak zorunda kalan konak sakinleri bir sabah uyandıklarında Hüma ve William'ın gittiğini anlayınca neye uğradıklarını şaşırırlar.

Vali Perizat'ın kayıp olan nişanlısını bulur.
Bu arada tutuklu olan Türk askerlerinin serbest kalması için Cezzar'ın mührüne ihtiyaç duyulunca bu görevi Ayyar üstlenir. Cezzar'a ait olan mührü almak için evine giren Ayyar, sonunda Cezzar'a yakalanır ve kendisine sıkılan kurşun isabet edince yığılıp kalır.
Amerikaya gitmek için gemiyle yola çıkan William'ın içinde bulunduğu geminin battığı haberi gelince Hüma neye uğradığını şaşırır..

Perizat Hüsrev'e karşı hissettiği duyguların farkına varır ve Hüsrev'le aralarında giderek bir yakınlaşma başlar.
William'ın ölmediğini ve gönderdiği mektubu Emir Zahir'in kendisinden sakladığını öğrenen Hüma ona bir ders vermeye karar verir. Emir Zahir'den umudu kesen Dilruba görevinden istifa ederek evden ayrılır...
Söyleyecek söz bulamıyorum çok üzgünüm. Bitmemeliydi...
Belki de: "Nefes alıyorsak, umut var demektir..."
Ne dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder