6 Nisan 2010 Salı

Evde Dağınıklığa Son Verme Yolları

Günlerdir evde bazı eşyaların fazla ve gereksiz olduğunu düşünüyor ama nereden başlayacağıma karar veremiyordum. Şöyle bir araştırma yaptım ve gerçekten işe yarar öneriler ile karşılaştım. Ve benim gibi kararsız olanlara yol göstermesi için bulduklarımı burada paylaşmak istedim.
Dağınıklığa son verecek 5 strateji; Organize olmanın ilk şartı başlamaktır. İşe koyulduğunuzda dağınıklık ve artık işinize yaramayan eşyalarınıza bağlılığınız aynı noktada sizi engelliyorsa, yarattığı karışıklık sizi strese sürüklüyorsa; bu stresi yaşamadan organize olabilmeniz için izlemeniz gereken bütün detayların cevabını verdik.
Profesyonel organizatörler disiplin ve zaman yönetiminin anahtar kelimeler olduğunu söylüyor. Organize olmak için ayırdığınız zaman sakinleşmemize de yardımcı olacaktır. Hatta çok stresli işler olan parti hazırlıkları, kiler ya da dolabınızı düzenleme, çocuklarınızın tam bir keşmekeş olan odalarıyla başa çıkma gibi durumlarda bile çareniz bu anahtar kelimeler olacaktır.
İşte karışıklıkla savaşırken, ailenizi de dahil edebileceğiniz 5 farklı strateji...

1) Bu Bir Aile İşidir
Durum: Eviniz temiz görünüyor ancak aynı zamanda her yer dağınık. Yatak odasında bir giyim karmaşası, lavaboda kirli tabaklar, çocuk odasının önünde etrafa saçılmış oyuncaklar… Sanki evinize bir hortum vurmuş ya da gerçekten düzeniniz yok. Peki aile bireyleri arasında iş birliği yaparak bu kargaşanın üstesinden nasıl gelebilirsiniz? İşte cevabı…
Çözüm: Ailede iş birliği, günlük ev temizliği planlaması açısından en iyi çözümdür. Profesyonel organizatörler, çocuklara her gün yeni görevler verilmeli, örneğin haftada bir gün alışveriş görevi bir başka gün temizlik görevi verilmesi önerisinde bulunuyorlar.
Çocuklarınız kendi kendilerini derleyip toplamadıklarında ise onlara neden yapmadıklarını sorun ve karşılıklı fikir alış verişi yaparak bu duruma çözümler üretmeye çalışın. Sorunu bu şekilde çözmek daha fazla askı ya da daha büyük bir dolap almaktan da etkili olabilir.
Aile üyelerinin her birine en uygun olan işi verin ve bu sistem sayesinde günlük işlerin sadece 5 dakikalarını alacağını göreceksiniz. Çocukların günlük işlerini yapmaları için yıldız tablosu hazırlamanız, özellikle de tablo dolduğunda ödül varsa (eğlenceli bir aile aktivitesi olabilir) teşvik edici olacaktır.
Organizatörler, işbirliği yapamayan çiftlerde en iyi çözümün samimi bir tartışmadan geçtiğini söylüyor. “Düzeni sağlamak için yardım istemek yerine yardım etmelerini söyleyin” diye öneriyorlar.
Ayrıca bütün işler sizi çıldırtmaya çalışırken, ailece yapılan temizlik çok daha eğlenceli olur. Aynı zamanda çocuklar yararlı hayat dersleri alırlar.
2) Tatil Sonrası Şaşırtıcı Değişiklikler!
Durum: Tatilden getirdiğiniz hediyeler çocuğunuzun küçük odasını kaplamış durumda. Adım atacak ve daha fazlasını depolayacak yeriniz de yok.
Çözüm: Tatil ve doğum günleri çocuklar için çoğu zaman oyuncaklar ve kıyafetler akını anlamına gelir. Aslında bu akın, eski oyuncaklardan ve elbiselerden kurtulmanın fırsatıdır. Organizatörler ise “Bir al, iki at” kuralını savunuyor.
“Sürekli depolama yapamazsınız. Her yeni bir oyuncak için, eski olan bir ya da ikisinden kurtulun.” önerisinde bulunuyorlar. Çocuklarınıza bu oyuncak yığınının kendileri için bir fayda sağlamayacağını ve duygusal davranmamaları gerektiğini anlatın. Bu onlara nasıl organize olacaklarını öğretir. Onlara artık yararlı olmadıklarını, başka bir akranına yararlı olabileceğini anlatın ve teşvik edin.
Çocuğunuzun odasında birkaç oyuncak için bölüm oluşturun ve sonra kalanları bir dolapta saklayın. Bu sistemle hem tasarruf edeceksiniz hem de çocuğunuz tüm yıl boyunca yeni oyuncaklar edinmiş gibi olacaktır.
3) Kutu Temizliği
Durum: Yarın kayınvalidenizin de katılacağı 10. yıldönümünüz için akşam yemeği daveti vereceksiniz. Tüm haftanın yoğunluğu omuzlarınızdaydı ve hala yemek masanızın üzerinde postalar, çocuğunuzun ev ödevleri, okul projeleri bulunmakta. Ayrıca hazırlamanız gereken yemekler dışında da planlarınız var.
Çözüm: Organizatörler organize olmanın anahtarını “Kategorize et ve kutulara koy” şeklinde veriyor. Ailenin her bireyine isimlerini üzerine yazarak bir kutu hazırlayınız. Eşyaları hızlı bir şekilde toplayarak, bireylere ait olan kutulara koyup, kendilerine veriniz. Ayrıca bu yöntemi postalar, oyuncaklar ya da çamaşırlar için de uygulayabilirsiniz. Aile üyelerine birer sepet vererek bu sistemi her gün uygulayabilir ve böylece yığılmayı engelleyebilirsiniz.
“Eğer her şeyi bir sepette toplamayı denerseniz yine benzer durumla karşılaşabilirsiniz ve gecenin sonunda misafirleriniz gittikten sonra bitkin düştüğünüzde, kalan zaman ne işinize yarayacaktır ne de her hangi bir iş yapacak haliniz kalacaktır” diye uyarıyor organizatörler.
4) Hatıralarınızı Saklayın
Durum: Yığın haline gelen eşyalarınızın bir bölümünü birilerine vermek istiyorsunuz ancak, hepsinin birer hatırası var. Örneğin üniversite yıllarında üzerinize tam olan yırtık kot pantolonunuz, ilkokul 5. sınıfta kullandığınız sırt çantanız, ilk tatilinizde giydiğiniz sandaletleriniz… Ancak tüm bu eşyalar dolabınızda çok büyük yer kaplıyor ve asıl amaçladığınız kullanım alanını daraltıyor. Peki bu eşyalardan, hatıralarınızdan silmeden nasıl kurtulabilirsiniz?
Çözüm: Alan daralmasının yarattığı sıkıntıyla işkence çekmek yerine, bu eşyalara neden bu kadar bağlı olduğunuzu düşünmelisiniz. Organizatörler, aslında bağımlılığınızın bu eşyalara olmadığını, taşıdıkları bir anıya, anlama bağlı olduğunu söylüyorlar. “Bunlar sizler için gerekli eşyalar değil ancak hatıralarınızı saklamak istiyorsunuz” cümlesiyle açıklıyorlar. Fotoğraflarını ya da videolarını çekmeniz halinde anısı olan ancak çok fazla yer kaplayan bu eşyalardan kurtulabileceğinizi öneriyorlar. Bu anlayış anılarınızı hem muhafaza etmeye hem de evinizde gözle gürülür bir alanın açılmasına yardımcı olacaktır.
60’lardan kalan kemerlerinize koca bir yer ayırmışsınız. Ancak biliyorsunuz ki bunları asla bir daha kullanmayacaksınız. Belki moda tasarımı konusunda eğitim almakta olan bir tanıdığınıza ya da 60’lara hayranlığı olan bir arkadaşınıza verebilirsiniz. Sizin duygusal olarak bağlı olduğunuz bu eşyalar başka biri için büyük bir heyecan duygusu olabilir.
Örneğin, anısı olan eşyaları bir yerde saklamak yerine evinizin görülebilecek farklı yerlerine yerleştirebilirsiniz. Hem yaratacağı atmosferi her zaman soluyabilir hem de evinize farklı bir karakter kazandırabilirsiniz.
5) Kullan ya da At!
Durum: Bir yıl önce kilerinizi temizlediniz. Uzun zamandır kullanmadığınız o kadar çok şey var ki… Bir ekmek makinesi gözünüze çarpıyor, yalnızca bakıyor ve belki bir gün ihtiyacınız olacağını düşünüp, arkanızı dönüp gidiyorsunuz. Ama belki bir gün…
Çözüm: Organizatörler, evinizin en fazla kalabalık olan köşesinin kilerler, tavan araları, büyük dolapların içleri olduğunu söylüyor. Kullanmadığınız ama aynı zamanda da atmaya kıyamadığınız eşyalardan kurtulma vakti artık geldi. Eğer 6 ay boyunca bir eşyayı kullanmıyorsanız, bu eşyaya ihtiyacınız yok anlamına gelir. Birilerine vererek ya da satarak bu eşyalardan kurtulmalısınız. Örneğin yıllardır kullanmadığınız fritözünüzü, bozulmuş çamaşır makinenizi atmanın vakti gelmedi mi? Kendinize ferah alanlar açmak için önce kullanmadığınız eşyalardan kurtulmanız gerekiyor. Eğer hala onları atarken içiniz cız ediyorsa ya da atamıyorsanız tek çözüm küçük kutular kullanmak olacak. Dekoratif görünümlü kutulara eşyalarınızı koyarak hoş ve ferah ortamlar yaratabilirsiniz.

Ve bunlara ek olarak şu önerileri de bilmekde fayda var: *Eskiyen eşyalardan kurtulmanın yollarını bulun ve gerçekten işinize yarayanları tutun.
* Eşyalarınızı kitap arası, torpido gözü ya da çekmece dibine saklamaktan vazgeçin.
* Evde her şeyin belli bir yeri olmalı. Odadan odaya dolaşan eşyaların kaybolma riski de artıyor.
* Eşyalarınızı atılacak, saklanacak ve verilecekler gibi sınıflandırmak için kutu setleri satın alabilirsiniz.
* Doldurduğunuz kutuları sırası gelince boşaltmayı sakın unutmayın. Çünkü kutular da birikerek dağınıklığa sebep olur.
* Eğer karar vermek konusunda zorlanıyorsanız yakın bir akrabanız ya da arkadaşınızdan yardım alabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

 
web ve teknoloji dünyasında olup bitenlerle ilgili kendi halinde bağımsız bir blog. Powered by Blogger